çeşît
141
hurma tatlısı
— is. Hurma biçimi verilerek yapılan bir çeşit hamur tatlısı …
Çağatay Osmanlı Sözlük
142
hüryemez
— is., bit. b. Bir çeşit elma …
Çağatay Osmanlı Sözlük
143
ıskuna
— is., den., İng. schooner Brikten küçük, iki direkli bir çeşit yelkenli gemi …
Çağatay Osmanlı Sözlük
144
ıspavli
— is., den., İt. spagolo Gemilerde kullanılan bir çeşit kalın sicim …
Çağatay Osmanlı Sözlük
145
ıstırap
— is., bı, Ar. iżṭirāb 1) Acı 2) mec. Üzüntü, sıkıntı, keder İyi bir şoför her çeşit ıstıraba katlanmalıdır. A. Gündüz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ıstırap çekmek …
Çağatay Osmanlı Sözlük
146
içgüdü
— is., ruh b. 1) Bir canlı türünün bütün bireylerinde akıl ve düşünceden bağımsız olarak doğuştan gelen bilinçsiz her türlü hareket ve davranış, insiyak, sevkitabii Bir çeşit içgüdüyle fincanı alıyor tepsiden ve hemen dudaklarına götürüyor. E.… …
Çağatay Osmanlı Sözlük
147
içli köfte
— is. Yağsız kıyma ile ince bulgur iyice yoğrulup içi oyularak yumurta biçiminde hazırlanan ve içerisine kavrulmuş soğanlı kıyma konduktan sonra haşlanan veya kızartılan bir çeşit köfte …
Çağatay Osmanlı Sözlük
148
iş birliği
— is. 1) Amaç ve çıkarları bir olanların oluşturdukları çalışma ortaklığı, teşrikimesai Yaşları otuzu geçmemiş olmak şartı ile her çeşit grupla iş birliğine hazırdılar. H. Taner 2) Bir işin çeşitli kişilerce yapılması Atasözü, Deyim ve Birleşik… …
Çağatay Osmanlı Sözlük
149
izmarit
— is., hay. b., Rum. 1) İzmaritgillerden, pullu ve kılçıklı bir çeşit küçük balık (Maena smraris) 2) İçilmiş sigara artığı Kiminiz de kat çıkacak diye, izmarit toplar gibi boyuna gazete kuponu toplarsınız. Ç. Altan …
Çağatay Osmanlı Sözlük
150
kabak
— is., ğı, bit. b. 1) Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, sarı çiçekli, birçok türü olan bir bitki (Cucurbita) 2) bit. b. Bu bitkinin türlerine göre yemeği ve tatlısı yapılan ürünü 3) Esrarkeşlerin kullandığı bir çeşit nargile 4) müz. Kabak kemane… …
Çağatay Osmanlı Sözlük
151
kadastro
— is., İsp. catastro Bir ülkedeki her çeşit arazi ve mülk yerinin, alanının, sınırlarının ve değerlerinin devlet eliyle belirlenip plana bağlanması işi Kadastro memuru. Kadastro çalışmaları. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kadastroya geçmek …
Çağatay Osmanlı Sözlük
152
kaftan
— is., tar. 1) Çoğu ipekten yapılan, bir çeşit uzun, süslü üst giysisi Başkasına ait sırmalı kaftanı giymektense kendi malım olan eski hırkayı tercih ederim. Ö. Seyfettin 2) Padişahların, gönül almak, ödüllendirmek için birine giydirdikleri değerli …
Çağatay Osmanlı Sözlük
153
kâğıt helvası
— is. Tekerlek biçiminde, ince, yassı ve gevrek bir çeşit helva …
Çağatay Osmanlı Sözlük
154
kâğıtlık
— is., ğı 1) El altında bulundurulacak kâğıtları koymaya yarayan, gözlere ayrılmış bir çeşit kutu 2) sf. Kâğıt yapmaya uygun olan …
Çağatay Osmanlı Sözlük
155
kakıç
— is., cı, den. Balık avında kullanılan, ucu demir kancalı bir çeşit zıpkın …
Çağatay Osmanlı Sözlük
156
kalafat
— is., den., Rum. 1) Geminin kaplama tahtaları arasını üstüpü ile doldurup ziftleyerek su geçirmez duruma getirme işi Kalafatın tokmak gürültüsü ve denize uzayan zift kokusu arasından yol aldım ve tenha yollara saptım. Halikarnas Balıkçısı 2) tar.… …
Çağatay Osmanlı Sözlük
157
kalem
— is., Ar. ḳalem 1) Yazma, çizme vb. işlerde kullanılan çeşitli biçimlerde araç Kâğıt, kalem, mürekkep, hepsi masanın üstündedir. F. R. Atay 2) Resmî kuruluşlarda yazı işlerinin görüldüğü yer Bütün bizim kalem böyle, geçen gün de Sıtkı Efendi o kör …
Çağatay Osmanlı Sözlük
158
kallavi
— is., tar., Ar. ḳallāvī 1) Vezir ve sadrazamların giydikleri bir çeşit kavuk 2) sf., mec. Çok iri, kocaman Birleşik Sözler kallavi fincan …
Çağatay Osmanlı Sözlük
159
kalya
— is., Ar. ḳalya Sadeyağ ile pişirilen bir çeşit kabak veya patlıcan yemeği …
Çağatay Osmanlı Sözlük
160
kancabaş
— is. Başı kancaya benzer biçimde olan, altı veya sekiz çift kürekle çekilen, dar, uzun bir çeşit kayık …
Çağatay Osmanlı Sözlük
Pages
from Publication digest https://ift.tt/35JhWq9
https://ift.tt/39jTOw7